Bu seçimin her şeyi var da, seçmeni, seçileni, adayı, sandığı,
sepeti var da, eksiği ne biliyor musunuz?
Mizah!
Eski seçimler böyle olmazdı.
Öyle davranışlar, öyle laflar vardı ki... Hatırlıyoruz, bir
keresinde aday konuşmuş, kalkmış gidiyor, bir bakmış ki dinleyen
köylülerin hepsinin başı açık.
Kasketleri kürsünün önüne sıralamışlar.
Aklımıza geldi, eski meclislerde politikacılar arasında laf
atıştırmaları, hazır cevaplık hep anlatılırdı.
***
Mesela Osman Bölükbaşı taşı hep gediğine koyardı.
Siyasete Demokrat Parti’ye girerek atılmış matematikçiydi.
Sonra Demokrat Parti’den Cumhuriyet Halk Partisi’ne geçmişti.
Çevresinde “hem konuşmaları, hem de laf atmalarıyla” ünlüydü.
Bir gün Meclis kürsüsünde konuşurken eski demokratlar laf
atıyorlardı.
Bunlardan birinin soyadı Osman Bölükbaşı’na uygundu, konuşmasını
kesti:
“Oynama balık, yutarım seni.”
Gürültülü bir oturumdan sonra İsmet Paşa sormuştu:
“Eee söyle bakalım Bölükbaşı, sen bize de muhaliftin, bu devir mi,
yoksa bizimki mi?”
Bölükbaşı bu lafın altında kalır mı?
“Paşam, senin devrinde baklava, börek de yutulur cinsten
değildi.”