İstiyorlar ki...
Bu kriz geçen yılın son aylarında tırmandı, şubat sonunda Rusya'nın
müdahalesi patlak verdi diye düşünelim.
Eh, iki yıldır dünya kamuoyunu, hatta politika
alanını güncel masallarla idare edebildiklerini
gördüler; test ettiler, onayladılar.
Adım adım hazırlıyorlar ama her şeyi birdenbire olmuş gibi
pazarlıyorlar.
İdrakimiz hep böyle şekillenirse, korkarım ki, dünyanın başına daha
gelecekler var.
***
Hatırlıyor musunuz?
Sputnik aşısı alıyorduk hani...
30 Nisan 2021...
Öyle böyle değil, 6 ayda 50 milyon doz teslim
edilecekti.
Anlaşmalar yapılmıştı, ilk parti mayısta gelmişti...
Yalnız biz mi?
Unutmuşsunuzdur, unutturuyorlar çünkü...
Almanya da tedarik sıkıntısını Sputnik aşısıyla aşmayı
düşünmüştü.
Hatta Macron, Merkel ve Putin, Sputnik
aşısının kullanımı konusunu masaya yatırıp
uzlaşmışlardı.
Kimsenin tıbbi bir çekincesi yoktu, aşı testlerden geçmişti;
Merkel, aşıyı AB'den bağımsız olarak alabileceklerini
açıklamıştı.***
Sonra?
Bir el sanki "Sakın ha!" dedi ve (bana sorarsanız) yakın
tarihte olacakları hatırlattı devletlere...
Haziran ayında ne Avrupa'da, ne de bizde Rusların Sputnik aşısından
söz eden kalmadı.
Bir daha bu konuda çıt çıkmadı.
Şimdi bugünden bakınca "Neden?" diye sorar mısınız?
Bu sürecin, bir yıl sonra "Soğuktan donsanız da
doğalgazlarını bile almayacaksınız" döneminin;
Z harfinin yasaklanacağı, Dostoyevski'ye bile yan bakılacağı
günlerin başlangıcına işaret ettiğini düşünmez misiniz?***
Yine 2021 Mart'ına dönelim mi?
Biden, koltukta yeni ama elinin altına konulan planlar eski...
Yeterince "brief" verilmiş, "kısa koşular"a başlamış
bir Başkan.
ABC televizyonuna ilk mülakatını veriyor.
Biden'ın hali tavrı bir tuhaf.