Birbirlerinden ölümüne korkmaya başladılar...
Emin olun ki...
Almanya ve Fransa iki insan olup gece karanlığında bir sokakta
karşılaşsaydılar, sırtlarını duvara verip tetikte dururlardı.
İtalya deseniz, yüzüne gülümseyip sürekli arkasından konuşan bu
mahalleden sıkıldı, canına tak etti.
İspanya sevdiklerini, malını, mülkünü, geleceğini mahallenin dayısı
Almanya'ya kaptıralı çok oldu. Teslim mi olsun, isyan mı etsin, bir
türlü karar veremiyor.
Yunanistan'ın cebi delik!
Gününü zor kurtarıyor ve geceleri kafayı yastığa koyduğunda
mahallenin yedi sülalesine sövüp sayıyor.
İngiltere mi? O zaten mahalleden ayrıldı, köprüleri attı.
Daha neler neler!
En son racon kesecek bir "abi" aradılar; yolları Vatikan'a
çıktı.
Papa'nın önünde sepet gibi dizildiler ama içlerindeki güvensizlik
ve korkuyu bastırmaları ne mümkün!
***
Peki, birbirlerinden duydukları tedirginliği kaldırmak için ne
yapıyorlar, diye soracak olursanız...
Cevap net: Birlik olmalarını sağlayacak bir "öteki" inşa etmeye
çalışıyorlar.
Yani bizim Avrupa'nın "öteki"si olduğumuz o çok eski duygu iklimini
hortlatıyorlar.
Tabii bunda bile dürüst değiller.
O yüzden de referandumu günah keçisi haline getirdiler.
Akılları sıra bizi korkutuyorlar.
Bakanları, bürokratları, aydınları, medyalarıyla üzerimize çullanıp
"Referandumdan evet çıkarsa, sizi fena yaparız ha!" demeye
getiriyorlar.
Tehditlerinin, terbiyesizliklerinin sonu gelmiyor.