Ay gibi hepimizin bir yanı karanlıkta kalıyor. (LAWRENCE DURRELL / Balthazar)
*** Hepimiz geçmişimize az çok isyan ederiz. Neden? Çünkü şimdi fark edip bildiğimizi geçmişte bilmediğimizden utanırız. (CARLOS FUENTES/ Friedrich Balkonunda) *** İçimiz bir dolap değil ki açıp bakalım. Açıp gösterelim. Yine de anlatıyoruz ama. Bizi farkedince eşyaların arasına gizlenmeye çalışan bir böceğe benziyor anlattıklarım. Eşyayı kaldırınca kımıldamadan durduklarını görürsünüz. (CAHİT ZARİFOĞLU / Yaşamak) *** Kendini görmeyi hep sürdüreceksin. Hiçbir şey yapamazsın, kendinden kaçamazsın, kendi bakışından kaçamazsın, hiçbir zaman bunu yapamayacaksın: hiçbir sarsıntının, hiçbir seslenmenin, hiçbir yanığın seni uyandırmayacağı kadar derin uyumayı başarsan bile, bu göz hep olacak, senin gözün, hiç kapanmayacak, hiç uyumayacak gözün. (GEORGES PEREC / Uyuyan Adam) *** Ancak sıradan şeyler paylaşılır ve ortaklaşa yaşanır. İnsanoğlu çok mutlu olduğu anda yalnız kalır; çok mutsuz olduğu zaman da öyle. Küçük bir çukura herkes seninle birlikte atlayabilir; ama hiç kimse ardından uçuruma gelemez. Eksiksiz mutluluk da bir tür uçurumdur. (PANAIT ISTRATI / Angel Dayı ) *** Bir akşamüstü Mississippi kıyısında otururken, hemen arkama düşen demiryolundan bir yük vagonu ağır ağır gürültüyle geçmeye başlamıştı. Her zaman bir yük trenine atlayıp gitmek istemişimdir; o yüzden vagonlardan birine atlamak için cesaretimi toplayarak ayağa fırladım... yine de başımı belaya sokmak ya da bunu yaparken yaralanmaktan korkuyordum. Arkasından bakılacak bir şey kalmayıncaya kadar orada on beş dakika boyunca vagonların geçip gidişini seyrettim (...) Esplana'daki daireme döndüm ve üzerinde çalıştığım romanın kahramanını hareket halindeki bir trene atlattım.
( GEOFF DYER / İçimdeki Yağmur) *** Bir dostu bırakıp gitmek hakkına sahip değilsek, artık dostluktan söz edilemez. ( ROMAIN GARY / Kadının Işığı) *** Elemlerde gizli bir şefkat var gibidir. Şikayet etmeyenlere daha az zalimdirler. (R. N.GÜNTEKİN / Çalıkuşu) *** İyileştirmek dağlamaktır. Büyük Yangın. Hata yandı, kül oldu. (NORMAN O. BROWN / Love's Body)