Sonra gözyaşlarının ardından, aşk gelmişti. (MARGUERITE DURAS/Sevgili)
*** Göz göze geliyoruz. Birdenbire anlıyorum. Gözlerini ve ona bakmayı seveceğim. İçe doğuş, sancısız bir öngörü bu. Yağmurun yağması, rüzgârın esmesi gibi doğal. (MEHMET EROĞLU/Düş Kırgınları) *** Birbirimizi aramaksızın yürüdük ama birbirimizi bulmak için yürüdüğümüzün farkındaydı. (JULIO CORTAZAR/Buluşma) *** İki ayrı nokta olsalar, haritada iki ayrı, uzak nokta, aralarında nehirler, dağlar, okyanuslar filan olsa... Daha rahat, daha rahat severdi. (Coğrafya herkese iyi gelir.) Böyle olsun istiyordu. Geçmiş de o zaman gerçekten geride kalır belki. (BARIŞ BIÇAKÇI/Herkes Herkesle Dostmuş Gibi) *** İlerlemeyen durmaz, geriler. O yüzden zirveye ulaşmak diye bir şey yoktur-bu bir yanılsamadır. Yani diyorum ki, gerçekte yaz yok. Upuzun bir bahar var; göz alıcı bir filizlenme dönemi ve bittiğinde hemen sonbahar başlar. (AMELIE NOTHOMB/The Character of Rain) *** İnsanın hakiki bir derdi olmayınca kendine sarıyor. Benim de bir taraflarımda beni sürekli takip eden, ben ne seversem seven, neye üzülüyorsam üzülen, aynanın karşısına geçtiğimde suratıma bakan, adını bilmediğim bir bulantı vardı. (KAAN BURAK ŞEN/Oh Kaos) *** Çocukken bize ayak altında durmayın diye kızarlardı. Şimdi tam ayak altındayım. Ne ki çocuk değilim. (FATMA BAR-BAROSOĞLU/Mutluluk Onay Belgesi) *** Bir an, bir sonraki ana hazırlamıyor insanı. Kapı açılır ve kaplan sıçrar. Geldiğimi görmediniz. Sıçramanın dehşetinden kaçınmak için iskemlelerin etrafından dolandım. Hepinizden korkuyorum. Üstüme sıçrayan duygu şokundan korkuyorum, çünkü sizler gibi baş edemiyorum onunla. (VIRGINIA WOOLF/Dalgalar) *** Gözlerini kapatman hiçbir şeyi değiştirmez. Gözlerini kapattın diye hiçbir şey silinip gitmez. Bu bir yana, gözlerini bir sonraki açışında her şey daha da kötüleşir. Biz işte böyle bir dünyada yaşıyoruz. Adam gibi gözlerini aç! Göz kapamak korkakların işidir. (HARUKİ MURAKAMİ/Sahilde Kafka) *** ...bir çocuğun annesinin dizine kapanıp ağlayışındaki mutluluk ne güzel bir akşamın başlangıcı oluyor. (CAHİT ZARİFOĞLU/Hikâyeler)