Cesaret edebilseydim, Tanzimat'tan beri bir nevi Oedipus kompleksi, yani bilmeyerek babasını öldürmüş bir adamın kompleksi içinde yaşıyoruz, derdim. Muhakkak olan bir taraf varsa, eskinin, hemen yanıbaşımızda, bazen bir mazlum, bazen kaybedilmiş bir cennet, ruh bütünlüğümüzü saklayan bir hazine gibi durması, en ufak sarsıntıda serap parıltılarıyla önümüzde açılması, bizi kendine çağırması, bunu yapmadığı zamanlarda da, hayatımızdan bizi şüphe ettirmesidir. (A.HAMDİ. TANPINAR/Yaşadığım Gibi)
***Önemli olan, bir insanı ya da bir şeyi tanımak değil, bilmektir (...) Yunus Emre, bilinen değil de tanınan biri olsaydı, sık sık televizyona ve gazeteye çıksaydı, herhalde ölümünden bir müddet sonra unutulurdu. Ama bilinen biriydi ve ölümünden asırlar sonra da biliniyor. (İBRAHİM TENEKECİ/Son Düzlük)
***Okumak emir almaz. Kimse sizin yerinize karar veremez. Bir aşkta ya da güzel havalarda olduğu gibi okumada da aynı şey geçerlidir; ne kimsenin ne de sizin elinizden bir şey gelir. Kimseniz onunla okursunuz, neyseniz onu okursunuz. Okumak, kan anaokulunda kendini öğrenmektir. Kim olduğunu yalnız başına bulduğun unutulmaz bir bilgi yoluyla öğrenmektir. (CHRISTIAN BOBIN/Eksik Parça)
***Henüz konuşmaya vakit bulamamıştık; şimdi de konuşamayacak kadar yorgun yahut iştahsızdık. Bu durumlarda sevgililer için susma, uzak bir