Artık soru sormuyoruz dedi Zeynep, bir an güneşe baktıktan sonra devam etti; ne garip şey sormaya son vermek. (NECİB MAHFUZ / Dilenci)
*** Neden artık benden hiç özgeçmişimi istemiyorlar? Oysa hiçbir şey yapmamış olanlardan hep özgeçmişlerini istiyorlar (...) Özgeçmişim dopdolu ama bir işe yaramıyor. Bazen onu atasım geliyor. Ama yine de tutuyorum. Ölüm ilanımı yazarken ondan faydalanabilirler. (J-L. FOURNIER / Son Siyah Saçım ve İhtiyar Delikanlılara Bazı Öğütler) *** Biz insanlar çok defa, koşa koşa gittiğimiz bir yolda, elimizden, kolumuzdan, boynumuzdan, haberimiz olmadan düşen kıymetli bir mücevheri aramak için geri dönen şaşkın yolcuya benzeriz. (SAMİHA AYVERDİ / Yusufçuk) *** Bilirsiniz, tadı buruk olur yüceliğin. (YUKİO MİŞİMA / Denizi Yitiren Denizci) *** Görmek istemediklerine gözlerini kapatabilirsin ama hissetmek istediklerine kalbini kapatamazsın. (JOHN FOWLES / Zaman Tüneli) *** Ben hep bana hikaye edilene meyletmiş, tanık olmaktan hazzetmemişimdir. Tanıklık, suçtan bir bölüm de ihtiva eder gibi görünür bana. (ŞULE GÜRBÜZ / Coşkuyla Ölmek) *** Öyle bir an geldi ki, Angkor'da fotoğraf çekmediğimiz için bizi yok saymaya başladılar. Orada olduğumuzu kanıtlayacak fotoğraflarımız olmasa da, oradaydık. (GEOFF DYER / İçimdeki Yağmur) *** Kendi hayat hikayemizi ne kadar sık anlatırız? Ne kadar sık düzeltmeler yapar, güzelleştirir, kurnazca kırpmalara gideriz? Hayat uzadıkça, anlattıklarımıza meydan okuyacak, bize ütün bunların hayatımız olmadığını, hayatımız hakkında anlattığımız hikaye olduğunu hatırlatacak kişiler de azalıyor. (JULIAN BARNES / Bir Son Duygusu) *** Çocukluk hâlâ, küçük bir köpek gibi eşlik ediyor bana, hani bir zamanlar neşeli bir yol arkadaşıdır da, şimdi bakmak ve kırıklarını sarmak, binlerce ilaç vermek zorundasınızdır ona, ellerinizde ölmesin diye. (THOMAS BERNHARD / Dön) *** Gerçek sorular, karşılıkları olmayan, belki karşılıkları beklenmeyen sorular değil midir? (FERİT EDGÜ / Hakkari'de Bir Mevsim)