"Çocukluğumda, bir Arabistan şehrinde ihtiyar bir kadın
tanımıştık. Sık sık hastalanır, humma başlar başlamaz İstanbul
sularını sayıklardı.
- Çırçır, Karakulak,
Şifa Suyu, Hünkar Suyu, Taşdelen,
Sırmakeş...
Adeta bir kurşun peltesi gibi ağırlaşan dilinin altında ve gergin,
kuru dudaklarının arasında bu kelimeler...