Pazar sözlüğü:
ALAY. Hayır!
Sözlükler yalan söylüyorlar.
Şaka, hiciv, ironi, espri mizah değildir alay. Hele bir sözlük
"latife"yle eş anlamlı göstermiş. Ya o sözlüğü hazırlayanlar
"latife"yi bilmiyor ya da biz. Alay etmekte "latif" (yumuşak ve
hoş) bir yan yoktur; çocuklar bile fark eder. Alay eden takılmaz,
çelme takar.
Hani Shakespeare'in Romeo ve Jülyet'teki "yarayla alay eder, hiç
yaralanmamış olan" sözü var ya, hakikate temas eder. Alay, yarayı
kurcalamaktır; yani düpedüz alçaklıktır.
ALTERNATİF TEDAVİ. Beni benimle bırak!
BAKMAK. Nasıl baktığın, neye baktığından daha önemli bir meseledir.
Köpekte köpeği görmekten kolay ne var? Leyla'yı görüyorsan, fark
eder! Hikaye şöyle: Mecnun sokakta yere çökmüş köpeği seviyor,
eliyle şerbet içiriyormuş. Bunu görenler "ey sersem, bilmez misin
ki, köpeklerin ağzı pistir" deyince Mecnun cevaplamış: "O Leyla'nın
köyünün bekçisi. Aslanlara değişmem, onun tek bir kılını..."
HAYRANLIK. Aşkın kılavuzu. Nefretin provokatörü.
MERSEDES 302 OTOBÜS. Efsane. Yeni yetmeliğim, gençliğim...
Hayallerim, kaçışlarım, yakalanışlarım... Zamanına göre pek
seriydi, güçlüydü ve sevimliydi. O da neymiş, demeyin! Burunsuz ön
panjuru ve ızgarası gülümseyen bir ağızı andırırdı.