Gelecek, şimdinin içindedir; ondan filizlenir, serpilir.
Sürekli şöyle dendiğini bilirsiniz: Tarihini
bilmeyen geleceğini de bilemez.
Doğrudur. Fakat şöyle de denmelidir:
Bugününe kör olan, geleceğine köle olur.
Yani durup bakacağız...
Gaza gelmeden...
Duygularımızın ağırlığına yenilmeden...
Durup içinde yaşadığımız dönemin koşullarına ve etrafımızda dönen
dolaplara odaklanacağız.
Neden mi?
Çünkü gelecekte "yolların hâkimi" olmak istiyorsak, bugün
direksiyon hâkimiyetini kaybedip arabayı devirmemek gerekiyor.
Türkiye dört bir yandan ağır saldırı altında...
Böyle değilmiş gibi davranma lüksümüz yok!
Eli çok rahatmış, keyfi yerinde, gücü tepede bir ülkeymiş gibi
Türkiye'ye "niye öyle yapmıyorsun, böyle davranmıyorsun" diye
sitem etmek haksızlık.
Geçtim tarihi...
Balkanlar'da ve Şark cephesinde Osmanlı'nın nasıl oyunlara
getirildiğini tartışmayı falan geçtim...
Topu topu beş ay önce nasıl bir badire atlattığımızı görmezden
mi geleceğiz?
Tam olarak atlattık mı? O da tartışılır.
Mesela NATO'da FETÖ var diyorduk.