"Protesto haktır ama bir şehri mahvetmek alçaklıktır. Benim şehrimde ve demokratik bir ülkede şiddet kabul edilemez." Anayasa reformunu protesto eden göstericilere karşı Floransa Belediye Başkanı Dario Nardella bu sözlerle karşı çıktı.
Kızmakta haklıydı.
Çünkü Floransa alabildiğine narin ve antika bir porselen vazoyu andırır.
Basit bir protesto bile bu şehrin canını fena halde yakabilir.
Ancak belediye başkanının söylediklerine şöyle bir bakıp geçmemeli.
Çünkü o sözlerde Avrupa'yı anlamaya başlamak için ipuçları, hatta deyim yerindeyse "itiraflar" var.
Demek ki, neymiş?
Meşale yakarak protesto etmek bazı yerlerde "alçakça şiddet" sayılabiliyormuş!
Orada şiddet sayılan şey neden başka bir yer, şehir ve ülkede şiddet yerine konmuyor?
Nasıl oluyor da kültürel mirasa hassasiyet kanlı canlı insanların talep ve haklarının üzerine çıkabiliyor?
***
Malum, Avrupa'yı çifte standartla suçlayıp dururuz.
En tepedeki siyasetçilerimiz bizle, hani "Avrupa şu çifte standardı bıraksa, her şey hallolacak" havasındadırlar.
Oysa bu durum Avrupa için tek standarttır!
"Evrensel kültür"; "evrensel değerler" ve "evrensel insan" tezleri mi?
Bunlar modern çağlara ait ideolojik örtülerdir.
Bu örtüleri kaldırmayı başarırsanız, altından neo-kolonyal bir dünya tasarımı çıkar.
O "evren" herkesi ve her yeri değil;