Haşmet Babaoğlu Sabah Gazetesi

Bayram deyince...

Bir çocuk...  Gıcır iskarpinlerini başıyla aynı hizada yastığına yerleştirmiş.  Çoktan tatlı bir uykuya dalıp gitmiş.  Birkaç saat sonra bayram...

17 Temmuz 2015 | 88 okunma

Bir çocuk... 
Gıcır iskarpinlerini başıyla aynı hizada yastığına yerleştirmiş. 
Çoktan tatlı bir uykuya dalıp gitmiş. 
Birkaç saat sonra bayram sabahına uyanıp o iskarpinleri sür git giyme hakkı kazanacak. (İskarpin de nereden çıktı, diyeceksiniz. Rahmetli dedemi hatırladım, oradan. Kelimenin geçmiş zamanda Venedik'le ticaret dönemlerinden dilimize geçmiş olmasına falan aldırmayın. İşitildiğinde tıpkı ayakkabının şık cilası ve hafif derisi gibi bir duygu yaratmasına bakın!) 

***


Dün cep telefonumun mesaj kutusuna böyle bir fotoğraf düştü. 
Altında şöyle yazıyordu: "Eskiden böyle beklenmez miydi bayramlar, bayramın tatil köyüne gitmek olmadığı zamanlar hani..." 
Kendi çocukluğumu düşündüm. 
Bir nevi "tarih öncesi" diyeceğim zamanları yani... Kim bilir, kaç bayrama yastığımda yeni ayakkabılarımla uyanmıştım. 
Fakat o dönemler kapanalı çok oldu. 
Hayır! Bayram gelince tatile gidildiğinden falan değil. 
Artık darlık içinde olduğumuzda bile çocuklarımızın ihtiyaçlarını bekletmeden gidermeyeçalıştığımızdan... 
Bu madalyonun iyi yüzü tabii. 
Bir de tatsız yüzü var. 
Bugün orta ve üst sınıf çocukları yeni bir ayakkabıya kavuştuklarında mutlu olmayı unuttular; o yüzden de hemen bir başka ayakkabının hayalini kurmaya başlıyorlar. 

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Ne oluyor, ne olacak? 21 Kasım 2024 | 437 Okunma Çığ 19 Kasım 2024 | 386 Okunma ABD’yi konuşmaktan mı korkuyorsunuz? 18 Kasım 2024 | 504 Okunma ‘Ben... şey... inanacağım’ 17 Kasım 2024 | 119 Okunma Haftanın notları: Maneviyat ölünce... 16 Kasım 2024 | 172 Okunma