Haşmet Babaoğlu Sabah Gazetesi

Bazen...

Pazar notları: Düştüğümüz yer... Geleneksel iyi-kötü ayrımını eski-yeni ayrımıyla değiş tokuş edişimiz. *** Düştüğümüz yer... İç içeliği içtenlik...

20 Kasım 2016 | 143 okunma

Pazar notları:

Düştüğümüz yer...
Geleneksel iyi-kötü ayrımını eski-yeni ayrımıyla değiş tokuş edişimiz.

***
Düştüğümüz yer... İç içeliği içtenlik, pervasızlığı dürüstlük sanışımız.
***
Düştüğümüz yer... "İyi yaşamak" denen şey uğruna iyiliği terk edişimiz.
***
Ömrüm şu korkunç değişime tanık olmama yetti: Yalan, kötü bir şeydi eskiden, günahtı, yalandı. Şimdi yalan, o yalanı yutanların gözünde bile çok sıradan bir şey.
Eskiden yalancı, her yalan söylediğinde gücünden kaybettiğini hissederdi. Oysa şimdi yalan güç edinme yollarından biri. Üstelik bayağı da etkili.
***
Hatırlıyorum... Söylemek zorunda kaldığı yalanlar kalıcı kötülüklere yol açmasın diye sabahlara kadar pişmanlık içinde Allah'a yalvaranlar vardı. Şimdi neredeler?.. Artık yalan söyleyenlerin yerini "yalanla yaşayan"lar aldı. Ortalıkta sosyopatlardan geçilmiyor. Sevimliler, dikkat çekiciler, baştan çıkartıcılar...
Şu "ünlülük" çağında artık onları ne pişman olmaya itebilir!
***
Ben, ben, ben, ben, ben, ben, ben... O kadar çok "ben" diyorsun ki... Şüpheye düşüyorum! Oralarda bir "sen" yok galiba! Yoksa "kırk kere söylersem, olur" diye mi, düşünüyorsun!
***
İnsan sevdiği birini unutmaz. Ama insan bazen birini sevdiğini unutur.
***
Akşamüstlerinin melankolisi... En güzel günün bile iç sıkıntısıyla kapanmasına yol açan bu duygunun altında ne var? Benim cevabım açık: Var olmanın, yani dünyada bulunmanın yorgunluğu.
***
Kadınların en sıradan rüyalarına bile eşsiz bir mücevher gibi yaklaşmalarına bayılıyorum. Biz erkekler bir ömürde tek hayat yaşıyoruz, kadınlar iki hayat!.. Onlar uyurken de "yaşadığımızı" iyi biliyorlar! Belki fark etmişsinizdir, rüyasını anlatan bir kadın o an dolgun ve capcanlı bir varoluşu sergiler.
***
Affetmekten konu açıldı geçen gün. Herkes affetmekten söz ettiğini sanarak "unutma"yı anlattı!.. Sesimi çıkarmadan dinledim. Çünkü bu yanılsamayı bozmak kalplerini kırmayı gerektirecekti.
***
Saatin zamanı gösterdiğini düşünmek nasıl büyük bir aldanış! Saat, saati gösterir. Faulkner haklıdır:
"Saat zamanı kılıçtan geçirmiştir...
Zaman duygusunun tekrar hayata dönmesi ancak saatin durmasıyla mümkündür." (NOT: Artık pazarları bu köşede notlarımı yayımlama vakti bitiyor.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Ne oluyor, ne olacak? 21 Kasım 2024 | 437 Okunma Çığ 19 Kasım 2024 | 386 Okunma ABD’yi konuşmaktan mı korkuyorsunuz? 18 Kasım 2024 | 504 Okunma ‘Ben... şey... inanacağım’ 17 Kasım 2024 | 119 Okunma Haftanın notları: Maneviyat ölünce... 16 Kasım 2024 | 172 Okunma