AK Partililer didişmeden, itişmeden seçimin sonuçlarını tartışmaya başlayacaksa...
Büyüteci Cumhurbaşkanlığı seçiminin hemen öncesine ve seçimden sonra gelen sürece tutmalıdır.
Bugünkü sonuçlar kıyaslanacaksa...
Bambaşka bir konjonktürde gerçekleşen 2011 seçimlerinden çok muhalefetin tıpkı bugünkü gibi iç ve dış destekçileriyle birlikte cepheleşme stratejisi izlediğiCumhurbaşkanlığı seçimleriyle kıyaslanmalı...
Bir yıldan az bir zaman geçti ve kayıp fazla.
O halde, ilk iş olarak Erdoğan'ın aldığı oyların neden ve nasıl AK Parti tarafından (moda deyimle) konsolide edilemediği sorgulanmalı.
Böyle bir sorgulama için iki noktanın altını çizmek isterim.
Bir... Erdoğan, cumhurbaşkanlığına yürürken partisi zaman zaman durgun, zaman zaman şaşkın bir hal içindeydi. Hatta kıran kırana bir seçim sürecinde Erdoğan'ın yapayalnız mücadele ettiği duygusuna kapıldığımız zamanlar bile oldu.
O koşullarda dahi yüzde elliyi geçerek kazandıysa...
Demek ki, Erdoğan'ın "söz"ünün ve reform vizyonunun ikna ediciliği çok yüksekmiş.
Şimdi o zirveden 11 puan aşağı düşüldüyse...
Her şeyden önce AK Parti için geçen zaman içinde ciddi bir "ikna" problemi yaşanmış demektir.
Bunun nedeni, niçini, nasılı sorgulanmalıdır.