Pazar sözlüğü
ANLAMAZLIK. Sözlüklere bakmayın; "bir şeyi veya anlamı kavrayamama durumu" gibi cümleler okuyacaksınız. Ben size "güncellenmiş" halini söyleyeyim:
Tartışmak. Derhal ve inatla tartışmaya başlamak.
AYNA. Rilke'nin şiirinde miydi o? "Bazen bir dükkanda aynalar sersemlemiş olurdu/az önce orada bulunmuş olman nedeniyle.." Nasıl çarpıcı bir söyleyiş!
Fakat eskide kaldı. Aynalar yok artık. Cep telefonu kameraları var. Yansımalar yok artık. "Tutuklanmış" görüntülerimiz, zamana yayılıp hikaye süsü verilmiş pozlarımız var. Saçımızı bile başkasının gözlerinde tarıyoruz.
BAKMAK. Bana "bakıp da görememek"ten falan bahsetme! Henüz bakmadın bile... Uğruna şarkılar yazdığın gözlere durup iki dakika bakmadın.
CAN SİMİDİ. Pateh Sabally. Gambialı bir mülteci.
Geçen ocak ayının sonlarıydı. Venedik'te bir köprüden Grand Canal'a düştüğünü sandılar.
Bir vaporetto'dan can simidi attılar. Sonra bir başka tekneden iki can simidi daha atıldı. Pateh onlara uzanmak için hiçbir çaba göstermedi. Kendisini videoya çeken yüzlerce turiste el sallar gibi bir hareket yaptıktan sonra kendini derinlere bıraktı.
Bazı turistler hala "çık oradan da memleketine dön!" diye bağırmaktaydı.
İnternete düşen bir iki videonun son bölümlerine baktım; bir gün mutlaka sulara gömüleceği söylenen "dinginlik ve güzellik sembolü" Venedik'in sularında üç can simidi yüzmekteydi.
DÜNYA. Bir hapishane bu kadar mı korkunç ve aynı zamanda güzel olur!
Aldatan hakikat.
GECE. Modern insanın gecesi var mı? Ya göz yakan florasanlar ya da huzursuz karanlıklar.
Oysa gece "içinde sükun bulalım" diyeydi.
(Neml, 86)
MÜHLET. Bir borcun ödenmesi için verilen vade... Saat, takvim, zaman felsefesi, biyolojik ritim, uzay zaman, görelelik teorisi, tarih, vd. Bunlar birbirinden parlak örtüler ve sus payları olmaktan öteye gitmiyorlar. Sanki bizim için esas zaman birimi ve kavrayışının "mühlet" olduğunu gözden kaçırmaya çalışıyor gibiler.
SABIRSIZ. Ah badem ağaçları! Güneş üst üste birkaç gün açacak ya, sabırsızlığa kapılırsınız da çiçeğe durursanız diye korkanlardanım.