Hatırlıyorum...
Ergenlik çağımda et yemeyi hayatımdan çıkarmaya karar
vermiştim.
Şimdi bana "tarih öncesi" gibi gelen o yıllarda İstanbul'da
bilinçli vejetaryen sayısı herhalde toplasan yüz kişiyi
geçmezdi.
Hem öyle etleri yumuşacık olsun diye hayvanlara eziyet çektiren
besiciliğin henüz bilinmediği zamanlardı.
Tavuklar deseniz, bugünkü gibi "canlı robot" değil, basbayağı
hayvandılar.
Nihayetinde alnına kurban kanı sürülerek büyümüş, kavurmayı bağrına
basmış çocuklardık; yani hayvan kesimiyle derin bir problemim
yoktu.
Belki, çevremden ayrılmak, biraz dikkat çekmek istemiştim.
Ama aynı zamanda belli belirsiz biçimde "hayvanlarla ilişkimizi
düşünme/ sorgulama" arzumun sonucuydu, eminim.