Hava güz kokuyor.
Yağmur az önce durdu.
Sanki tabiatın uzun saçları az önce yıkanmış da nemi üzerinde
kalmış.
Şelale tabelasını görünce
otoyoldan sapıyorum.
Öyle bir şeye ihtiyacım var.
Artık denize uzun uzun bakmak yerine ormanların içlerine gitmeyi
sever oldum.
Ama yolun başlangıcı tuhaf! 1960'larda inşa edilmiş çimento
fabrikasıyla 2000'lere özgü yeni siteler iç içe...
Buradan bir güzellik çıkar mı,
kafam karışıyor.
*** Neyse ki...
Uygarlık "enkazı" çok sürmüyor.
Ormanın içinden yukarı doğru çıkan daracık bir yola girince bir oh
çekiyorum.
Gaz pedalındaki ayağımı...