16. yüzyılda çizilmiş İstanbul haritaları düşünün...
Hem minyatür tadındalar, hem de günümüzün "Google earth"
görüntüleme tekniğini andıracak biçimde keskin ayrıntılara
sahipler.
Binalar ve sokakların konumları, biçimleri, dokuları incelikle
çizilmiş. Mesela ahşap çatılı binalarla kiremit çatılı olanları
derhal birbirinden ayırabiliyorsunuz.
Peki bu haritaların topoğrafik ve mimari doğruluk payını merak
ediyor musunuz?
Dün Emre Aköz de yazdı; cevabı duyunca insan küçük dilini yutacak
gibi oluyor. Hesaplamışlar. Uyum payı yüzde 83 çıkmış.
Deha böyle bir şey diyeceksiniz. Doğru!
Bu haritaları çizen Matrakçı Nasuh hakiki bir dehaydı.
Araziyi kuşbakışı görme imkânı olmadan bu çizimleri yapabilmek çok
özel bir beceri ve yetenek.
Fakat bütün bunları değerlendirirken o dönem Osmanlı entelektüel
dünyasını ve bu dehaları yetiştiren Enderun kurumunun
derinliğini de hesaba katmak gerekiyor.
Dün Dolmabahçe Sarayı Sanat Galerisi'nde (Beşiktaş) müthiş bir
serginin açılışı yapıldı: "Bir 16. Yüzyıl Dâhisi: Matrakçı
Nasuh."
Meraklısı ne yapıp edip bu sergiyi görmeli.
Kafalarımızdaki klişeleri ve beylik Osmanlı imajını aşmak için bu
sergi iyi bir başlangıç olabilir.
Şunu da unutmadan ekleyeyim...