Gördünüz mü işte!
Kendi siyasi kariyerlerini parlatmak için sizi hayallerden
hayallere sürükleyerek delirten adamlar...
Mitinglerde size gaz verip "intikam" sloganları attıran
adamlar...
Seçim sonuçları belli olunca birden ortadan kayboluverdiler.
Bir dönüp bakın seçim gecesine...
Saçma sapan iddialarla sizi sandık başlarına koşturan; türlü
yalanlarla FETÖ'nün oyunlarına sizi paspas eden kim varsa,
sonuçları kabul edip evlerine çekilmişlerdi.
Bazıları hâlâ sus pus...
Dün öğleye doğru ortaya çıkıp konuşanı da halinize bakıp
"hastalıklı şizofrenler" deyiverdi.
İşittiniz mi, bilmem.
Fakat buna siz yol açtınız...
Anadolu Ajansı'nın bir ajans olduğunu bilemeyip Yüksek Seçim Kurulu
sanacak kadar sapıtır mı insan?
Gözlerinize baka baka...
Bile bile delirttiler sizi...
Ama siz de böyle olmayı istediniz, kabul edin.
Sonuçta ne oldu?
Onlara yine geleceğe dair makam mevki hayalleri, siz seçmenlerine
ise yine kırık hayaller kaldı.
Onca yıl halka "koyun" deyip durdunuz; bilemiyorum ne zaman
anlayacaksınız ama sizden daha koyunu yok!
Cahillik mi?
Üzgünüm ama şahikası sizsiniz.
Çünkü ne Türkiye'yi, ne siyaseti, ne de oy attığınız partinizi
tanıyıp öğrenmişsiniz...
Değişecekseniz...
Ne yapıyoruz yahu biz, diyorsanız...
Nasıl bu kadar saçmaladık diye dertlendiyseniz...
İşe oradan başlayın...
Türkiye, siyaset ve partiniz hakkındaki cehaletinize son vererek
başlayın.
Aksi takdirde...
Siz bir yandan İzmir Marşı'nı söylerken öte yandan Türkiye'nin
düşmanlarına asker yazılacaksınız ve acı gerçeği fark ettiğinizde
çok geç olacak.