Şimdi dikkatle izleyin.
Tarih 15 Şubat 2016.
Altı senatör birden karar(!) veriyor ve John Kerry'e bir mektup döşeniyor.
Mektupta önce Suriye sınırında Türkiye'nin yürüttüğü operasyonlardan rahatsızlıklarını belirtiyorlar.
Sonra Türkiye'de demokratik hakların zedelenmesinden ciddi kaygı duyduklarını söyleyip müdahale talebinde bulunuyorlar.
Belki de basbayağı darbe çağrısı bile denebilir.
İfadeleri şöyle:
"Türkiye'yi yeniden evrensel hukuka uygun hale getirmek için yeni bir Amerikan politikası gerekmektedir." Yok! Burada bitmedi...
Dahası var...
Mektubun, daha doğrusu çağrının asıl vurucu yeri şu: "İnanıyoruz ki, Türkiye'yi girdiği radikalleşme yolundan çevirmenin yolu itibarı yüksek bir ilahiyatçı olan Fethullah Gülen'i desteklemek olacaktır.
Gülen uluslararası diyalog ve kültüre açık bir kişidir."
***
Kim bu senatörler?
Marco Rubio, Tom Udall, Ron Johnson, Paul Rand, Bob Corker...
Ve...
Buraya dikkat!
Tim Kaine.
Haydi Amerikan politika çevrelerinde Marco Rubio ve Paul Rand zaten Feto'nun "boys"ları diye tanınıyorlar; onları anladık ama bu Tim Kaine kim?
Artık Virginia senatörü deyip geçmek olmaz!
Biliyorsunuz, değil mi?
Tim Kaine eğer Hillary Clinton seçilecek olursa ABD'nin ikinci adamı olacak.
Malum Hillary'nin sağlık problemleri çok konuşuluyor.
Amerikan anayasasına göre Başkan görevinden çekildiğinde Başkan yardımcısı Başkanlığa yükselir.
Yani öyle bir durumda Hillary Clinton başkan seçilir ve bir süre sonra çekilmek durumunda kalırsa, Tim Kaine ABD başkanı olacak.
Ben bu kadar söyleyeyim, siz gerisini düşünün.
Boşuna "dünyanın sürati artıyor, şarampole yuvarlanmazsa, iyi!" deyip durmuyorum!
Türkiye'yi her zamankinden daha tedbirli olmaya çağırmam boşuna değil.
***