Haşmet Babaoğlu Sabah Gazetesi

Dua...

Bir arazinin üzerindeki verimli toprağı çekip götüren sert ve kuru rüzgarlar gibi modernhayat... Bitmez tükenmez bir erozyon. Fakat üç beş vahaya saklanıp bu gerçeği görmezden gelerek...

06 Kasım 2016 | 370 okunma

Bir arazinin üzerindeki verimli toprağı çekip götüren sert ve kuru rüzgarlar gibi modernhayat...
Bitmez tükenmez bir erozyon.
Fakat üç beş vahaya saklanıp bu gerçeği görmezden gelerek yaşamayı sürdürüyoruz.
Göl tükendiyse yapay gölet veriyorlar bize.
Deniz kirlendiyse, denize bakan masmavi havuzlar teklif ediyorlar.
İkna oluyoruz.
Belki tam bu yüzden...
Zihinlerimiz karışık, kalplerimiz tedirgin.
Dualarımız da içten bir yakarış ve teslimiyeti dile getirmekten uzaklaşıyor.
Derin acziyetimizi fark etmek o kadar mı zor?
İnsan içine düştüğü anaforun hiç mi farkına varmaz?
Mesela sosyal medyada baş köşeye yerleştirilen "şükür mesajları"na baktığımda içimi sıkıntılar basıyor. Hiç kaybetmeden kazanmak için pazarlık yapılıyormuş gibi bir hal var çünkü.
Bir de "kişisel gelişim şükürcüleri" var. Onlar ayrı alem!
Neymiş? "Şükretmek olumlu enerjiyi artırırmış, o yüzden ihmal etmemek gerekir"miş.
İnsan şaşırıyor: İçine mektup koymayı unutmuşlar, zarfı öpüp okşuyorlar.

***

Şu sıralarda Lübnanlı yazar Mihail Nuayme'nin adı bile yeterince ürpertici bir kitabını okuyorum:
"Kalk Son Gününe Veda Et" 1963'te yazdığı bu roman, bir felsefe profesörünün gece yarısıduyduğu "Kalk, son gününe veda et" sesine anlam vermeye çalışması üstüne kurulu.
Kitapta tam da epeydir bu köşede anlatmaya çalıştığım türden bir silkinip farkına varış ve ardından gelen "dua"yla karşılaştım.
Modern zamanlarda inançlı insanların dahi unuttuğu bir hakikatle;
"lütuf" hakikatiyle yeniden tanışma anı da diyebiliriz buna.
Yerim dar.
Ama bilirim, bazen edebiyatın kurgu dünyası zor kapıları açmayı kolaylaştırır.
İşte bu nedenle roman kahramanının o gece sabaha karşı ettiği duanın bir bölümünü buraya alacağım.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Ne oluyor, ne olacak? 21 Kasım 2024 | 437 Okunma Çığ 19 Kasım 2024 | 386 Okunma ABD’yi konuşmaktan mı korkuyorsunuz? 18 Kasım 2024 | 504 Okunma ‘Ben... şey... inanacağım’ 17 Kasım 2024 | 119 Okunma Haftanın notları: Maneviyat ölünce... 16 Kasım 2024 | 172 Okunma