Şimdi iyice yaklaşın ve şu cümleleri dikkatle okuyun... "Arapça
ezan İslam dinimizin evrensel bir değeridir. Dünyanın neresinde
okunursa okunsun, ezanın İslam'ın bir çağrısı olduğunu ifade
eder."
Nasıl ecnebi bir ifade değil mi?..
Tartışmada "Arapça ezan"ı savunuyor görünmesine ve "dinimiz"
demesine takılmayın...
Konuya ne kadar "uzak" olduğu besbelli.
İtiraf edin...
Okuduğunuz anda sanki İslamofobik bir dalgayı bastırmak için
Birleşik Krallık Başbakanı veya ABD Dışişleri Bakanı veya AB
Kültürel İlişkiler Komisyonu Başkanı konuşuyormuş gibi
hissetmediniz mi? Oysa konuşan Kemal Bey.
Bu "ecnebiliğin" devamı var...
Cümle şöyle: "Dünyanın her yerinde ezana saygı gösterilir."
İnsanın "peki, siz dünyanın neresindensiniz?" diye soracağı geliyor.
Tabii bundan sonraki cümle de dinleyeni ilkokul çocuğu yerine koyuyor: "Biz politikacılar ezan okunduğunda saygımızdan dolayı konuşmamızı keser ve ezanın bitmesini bekleriz."
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu bu konuşmayı Hürriyet'ten Abdülkadir Selvi'ye yapmış. Bunları dinlerken Selvi'nin yüzünde Kılıçdaroğlu adına mahcup bir tebessüm oluşmuş mudur, içinden "niye siz söylemeseniz, kimse bilmeyecekmiş gibi garip garip konuşuyorsunuz" diye geçirmiş midir, bilemiyorum. *** Kılıçdaroğlu'nun bu türden tuhaflıklarına alıştık.
Mesele o değil!
Mesele bu sözlerde gizlenen sosyal gerçek...
Bu toplumun azımsanmayacak bir kesimi memleketine, kültürüne, geleneklerine, dinine ve imanına dair hiçbir şey öğrenmemiş, öğrenmeye de niyeti yok!
Ama bu boşluğu (aslında bomboşluğu) gayet yapay, yabancı ve hatta aldatıcı bir "saygı gösterisi"yle geçiştirmeye çalışıyor.
***...