N'oluyoruz yahu, dedim.
Küçücük çocuk için bir haftada üçüncü doğum günü kutlaması mı?
Önce çekirdek aile arasında, sonra geniş aileyle neredeyse bir
"düğün" havasında, en sonunda okul arkadaşlarıyla...
Anne baba arkadaşım.
Dünyanın en garip sorusunu sormuşum gibi baktılar bana. Sonra
mırıldandılar; "Ne yapalım, istedi işte!"
Anlamam lazımdı oysa.
Mutluluk özel bir şey olmuştu.
Partiler, kutlamalar istiyordu.
Bunun dışında...
Bir ırmağın sessiz sakin akışı gibi; tatlı tatlı uykuya dalar gibi
bir mutluluk haline inanan neredeyse kalmamıştı sanırım.
Yeni muhafazakâr ebeveynler bile şöyle ışıltılı patırtılı hiç
bitmeyen mutluluk günleri trendine kapılmış gidiyorlardı.
***
Anlamışsınızdır...
Çocukları, yeni anne babaları ve onların eliyle hazırlanan yeni
geleceğimizi sık sık konuşacağız.
Nasıl Fetö'yü, ülkeye kurulan tuzakları, dünyanın politik
gidişatını her gün sorgulamak zorundaysak, bu hallerimizi de mercek
altına almak zorundayız.