Asıl "düşüş" bu olmalı!
Düşmenin şıklaştırılması...
Yere kapaklanmanın sevimli bir sahne gösterisi ve bulaşıcı bir moda
haline getirilmesi...
Bu virüs hızla yayılıyor ve insan biraz geriye çekilip baktığında
endişeye kapılıyor. Kim bilir daha ne modalar çıkacak, ne hallere
girilecek?
Malikânelerinde merdivenlerden yuvarlanışlarının, özel uçaklarından inerken yere serilişlerinin fotoğraflarından oluşuyormuş da...
Seda Sayan alışveriş yaptığı Simit Sarayı'nın önünde düşerek bu modaya "halkçı" bir hava katmış da...
Geçin bunları!..
Komplo teorisyeni olmaya gerek yok.
Bana öyle geliyor ki, basbayağı global bir operasyon yürütülüyor üzerimizde.
Sanki bazı odaklar sosyal medya yoluyla kitlesel bir "hipnoz" ve "robotlaştırma" deneyi yapıyor. *** Bir önceki sosyal medya trendini burada azıcık sorgulayıp eleştirmiştim...
Hani arabadan inip kapısı açık dans ederek yürüme modası, hatırlayacaksınız.
Saçmalığı ve tehlikesi bir yana, ortada gerçekten estetik bir şey de yoktu.
Ama ne gördüm?
"Ne kadar haklısınız, bu ne saçmalık!" diye mesaj gönderen takipçilerimin bazıları bir iki hafta sonra aynı akıma uyup instagrama videolarını koydular.
Demek ki, durum ciddi.
Güle eğlene ve bir yandan da bol bol özgürlük lafı ederek sürüleştiriliyoruz.
Albert Camus'nün "Düşüş" romanının son satırları aklıma geliyor, o yüzden uzatmadan susuyorum:
"Artık çok geç, hep çok geç olacak!"