Teröre şu destek, bu destek deyip duruyoruz. Yardımdan, yataklıktan, yardakçılıktan falan dem vuruyoruz. O halde soruyorum: En hayati, en kritik, en etkili terör desteği hangisidir? Zihnimizi çaktırmadan, ağır ağır zehirleyen terör desteği nereden geliyor? İstiklal Caddesi'nde canlı bomba infilakından bir iki saat sonra klavye başına oturduğum sırada... Şu satırları yazarken yani... Yukarıdaki soruların cevabı içimi yakıyor. Çünkü gözlerimizin önünde cereyan eden uzun bir hikaye sözünü ettiğim şey! 2013'ten beri bildiği gibi dönen ama bir türlü çomak sokamadığımız alçak bir çark. *** Aslında cevabı hepimiz biliyoruz. En alçak, en zehirli ve maalesef en etkili terör desteği medyadan gelenidir. Kurumsal medyadan, elini hep temiz tutuyormuş gibi görünen ve ana akım medyanın bir zamanlar "amiral gemisi" olmakla övünenlerden gelen destekten söz ediyorum. Çünkü zihinleri sersemleştiren, terörü neredeyse meşrulaştıran, teröre arka çıkan partiyi ve liderini kitlelere demokrasi havarisi gibi sunan mecra budur. "İzmaritleri yere atmayan çocuklar" kampanyalarını unutabilir miyiz? Dünkü patlamanın hemen ardından attığı tvitte canlı bombayı iyi kalpli biri gibi göstermeye kalkışacak kadar ahmaklaşmış beyinler nasıl kurgulandı, dersiniz... Tabii ki, bu medyanın uzun süren "hipnoz" seanslarıyla... Her terör olayından sonra lanet okuyormuş gibi yapıp dili bir türlü PKK demeye varmayan tipler sırtlarını hangi medyaya dayıyor? Marjinal örgüt medyasına mı? Hayır! Tabii ki "amiral gemisi"ne ve onun fonladığı haber sitelerine... Ulusalcılar denen kesim, bu medyanın zihin operasyonları olmasaydı, Türkiye düşmanlarını ve paralelleri dost bilecek kadar tuhaflaşırlar mıydı? Hiç sanmıyorum.