Şimdi kafamıza dank ediyor değil mi?
Farklarla güzelleşiriz ama ayrışırsak çirkinleşir, hatta
zalimleşiriz.
Farklılık bir kez ayrılık oldu mu, o yoldan dönmek ne zordur!
Musul nihayet kurtarılacak diye tam sevinmeye hazırlanmışken yeni
korkularla yutkunup durmamız bundan...
On üç yıl boyunca Irak'a ne yapıldığını anlamaya daha yeni
başlıyoruz.
Yazıp duruyorum; Irak yok, artık! Mezhepler, etnisiteler,
ayrılıklar, düşmanlıklar var.
Irak kendini geri almadan Musul'u nasıl geri alacak?
Şimdi durup ajanslara, tartışmalara, medyaya, hatta eş dost
sohbetlerinize bir bakın...
Kaç kez Irak dediniz? Ne kadar az. Belki hiç.
Oysa defalarca Haşdi Şabi milislerinden, peşmergeden, Yezidilerden,
Sünni Türkmenler, Şii Türkmenlerden ve diğerlerinden söz ettiniz,
değil mi?
***
Gelelim esas meseleye...
Orduların işgallerini biliyoruz.
Ama gün geliyor, ordular çekip gidiyor.
Ekonomik işgalleri biliyoruz.
Dolar nasıl bir silah gibi bütün ülkeleri ele geçirmiş; nasıl
ellerini kollarını bağlamış; anlamayan kalmadı. Hatta dünyanın bir
bölümü yavaş yavaş "dolar hegemonyası"na karşı bir ayaklanmaya
hazırlanıyor.