Evet mi diyeceksin, dersin. Hayır mı diyeceksin, dersin. Kafam
karışık, erken, henüz anayasa taslağını yeterince incelemedim,
kararımı sonra vereceğim mi diyeceksin. Çok normal! Bunu
söylemekte, etrafı bu düşüncen hakkında bilgilendirmekte nasıl bir
tuhaflık olabilir?
Fakat "evet ama terazi lastik, jimnastik" havasına girmen neyin
nesi be kardeşim!
"Havet" diye bir pusula yok ki!
Niye eveleyip geveliyorsunuz?
Yoksa "mahalle"den bir grup yazar çizer toplandınız da, aklınız
sıra bir yerlere mesaj gönderdiğinizi, siyasete vaziyet ettiğinizi
falan mı düşünüyorsunuz?
***
Sorarsan, eski muhafazakâr, pek İslamcı, hatta bazıları inatçı
liberaller.
Erdoğan'ın en yakın yol arkadaşlarındanmış...
Öteden beri Başkanlık sistemi hayalini kuruyormuş...
AK Parti projelerine gönülden bağlıymış gibi yapmayı
seviyorlar.
Peki ya referandum?..
Ya sistem değişikliğine ne diyorsunuz?
İşte o zaman bunalmaya, "ama"lara, "ancak"lara başlıyorlar.
Birdenbire sorulsa "evet" derlermiş ama iyi düşünürlerse "hayır"
olurmuş da...
Yok! Kararsız falan değiller.
Tam tersine...
Kararlılar...
Bin dereden çamurlu su getirip ortalığı bulandırmakta kesin
kararlılar.
***
Aslında böyle kıvranıp laf çevirmelerin toplumsal/ siyasal
karşılığı yok.
Medyacı olmasalar üzerlerine bunca lafı etmeye değer mi, emin
değilim.
Zaten esas mesele de orada...
Sürekli mahalleye konuşup sevilmek; mahalleden geçinip gitmek
güzeldi tabii.
Ama gün geldi, o dönem kapandı.