eler oluyor, neler!
Hız, nasıl da arttı...
Bilmem, haberleri umursamadan geçiyor musunuz?
Şu günlük harala gürele içinde bir de bunlarla ilgilenemem
diyorsanız, siz de haklısınız.
Fakat tarihten biliriz...
İlgilenip hazırlanmadığımız gelişmeler bir
bakarsınız ki...
Gün gelmiş, toplumlar bir yana, tek tek fertlerin bile üzerinden
silindir gibi gelip geçmiş...
***
Rusya, Japonya'nın üzerini resmen çizmiş.
Japonya Başbakanı Kişida ve Dışişleri Bakanı Yoşimasa'nın Rusya'ya
girişlerini yasaklamak başka bir anlama gelmiyor.
Hem de iki ülke arasında henüz İkinci Dünya
Savaşı hukuken bitmemişken...
Evet, yanlış okumadınız!
Kuril Adaları görüşmeleri sürerken şimdi Rusya, "Boşversenize, ne
görüşeceğim sizinle!" diyor!
İnsanın aklına neler gelmiyor ki!
Mesela pek bilinmez ama geçen yüzyılın ilk büyük
savaşı (1904-1905) Rus-Japon Savaşı'ydı...
Savaşta yenilen Çarlık rejiminin askeri/lojistik
zafiyeti ortaya çıkmış; böylece hem Rusya
içinde devrime giden yollar açılmış hem de
Avrupa'daki Rusya karşıtı ülkeleri heveslendiren sonuçlar
üretmişti.
Bugün aynı şey Ukrayna'da olmuyor mu? Hedef bu
değil mi?
Ve işe bakın ki...
Rusya, şimdi Uzakdoğu'daki tarihi düşmanına(!) karşı eski
reaksiyonunu yeniden devreye sokmuş oluyor.
Dün ajanslara şu küçük haber de düştü.
Yani anlayana büyük ama haberi küçük...
Moldova hükümeti, yabancı askerlerin ülke
sınırlarının savunmasına izin veren kanunu imzaladı.
Geçen hafta demiştim, hatırlarsınız; bölgenin belki en kırılgan ve
nüfusunun yüzde 40'ı azınlıklardan oluşan Moldova'yı yangın
sahasına doğru itiyorlar.
Şimdi ne mi olacak?
Umarım olmaz ama ilk dokunuşta Moldova dağılacak.
Zaten "yabancı asker" denilen uğursuz yöntem, ülkeleri
dağıtmanın yoludur, hükümetler bunu anladığında çok
geç olur.