1- Türkiye bütün engellemelere, itip kakmalara rağmen ekonomide
beklenenin üzerinde büyüyor. Müthiş bir şey! Son veriler içerdeki
ve dışardaki muhalefetin tadını kaçırdı. 2015'te en hızlı büyüyen
dört G20 ülkesinden biriyiz. Fakat yetmez, yetemez! Bu rakamlar
Türkiye'nin hedeflerini anlatmıyor. Sırtını sağlamlaştırmıyor. Yeni
üretim ve bölüşüm stratejileri için büyüme modelimizi değiştirmemiz
lazım. Cumhurbaşkanı'nın faiz konusunu "en önemliler" listesinde
tutmasının nedeni bu. Anlaşmazlık sanılanın aksine enflasyon konusu
üzerinde değil, yeni bir büyüme modeli meselesi üzerinde
düğümleniyor. Fakat bu "küresel merkez"in hiç hoşlanmadığı bir yol.
Küresel ekonominin efendileri "faizler düşürülsün" diyenleri önce
cehaletle suçluyor sonra, iktidardan düşürmenin yollarını arıyor.
Gerçek bu kadar yalın! Merak eden, geçen hafta Hilal Kaplan'ın
Brezilya ile ilgili "Bizimkisi bir faiz hikâyesi" başlıklı yazısını
okuyabilir. İşte tam bu yüzden kritik bir haftaya giriyoruz.
Bakalım, yeni Merkez Bankası başkanı Murat Çetinkaya 20 Nisan'da ne
yapacak?
2- Türkiye'nin yeni bir büyüme politikasına ihtiyacı olduğu
noktasında Beştepe'yle Bakanlar Kurulu arasında uyum var mı?
Şüpheli. Siyasette bu farklılıklar olağan karşılanmalı. Fakat asıl
problem başka yerde. Geçen hafta Cumhurbaşkanlığı ekonomi
başdanışmanlarından Cemil Ertem'e "büyük sermayemizin bu kadar
büyümek yeterli diye düşündükleri kanısındayım" dedim. "Daha beteri
şu ki," dedi Ertem; "yeterli bulmuyorlar, fazla büyüdüğümüzü
düşünüyorlar!" Sonuç? İş zor. Yol engebeli. Bu bakımdan önemli
ekonomi makamlarında değişiklikler ve benzeri hamleler bu haftanın
önemli konuları.