İnsan aldanır.
Toplumlar da öyle.
En güzel hasletlerimizden biri yüzünden olur.
Çünkü insana güvenmeyeceksen neye güveneceksin!
Ama tertemiz ve sade insan bir kez uyandı mı, bir daha zor uyutulur.
Şeytanı bir kez tanıyan iman artık kandırılamaz.
Hani Gezi'nin sosyal zihniyete etkilerini dürüstçe sorgulamak isteyenler varsa; 17-25 Aralık'ta iktidar partisinden tuzluklar çıkarken parti seçmeninin yerinden bir milim bile kıpırdamamış olması hâlâ merak konusuysa...
Oturulsun, ders gibi çalışılsın.
15-16 Temmuz'da apaçık biçimde gördük ve yaşadık ki...
Milletin gönlündeki saflık çoktan arifane bir teyakkuza dönüşmüş.
***
Ama yaşadıklarımıza sadece aldanmak/ aldatılmak ekseninden bakmak yanlış olur.
Bir de şeytanla ortaklık yapanlar; düşmanımın düşmanı dostumdur diyerek Fetoculara güç veren çevreler var.
Ağzından bir zamanlar "F tipi" deyimini düşürmeyen fakat 2012'den beri Fetocuların her çağrısına koşa koşa gidip "asker" yazılan "beyazlar" hani...
Hiç utanıp sıkılmadan Fetocu tv kanallarına koşturan; üç yıldır her siyasi krizde Fetocularla dayanışan lafta sosyal demokratlar, liberaller, vesaire...
Hâlâ Feto'yla aynı dili kullanıp darbe girişimine "tiyatro" diyecek kadar alçaklaşmış fırıldaklar...
Onları böyle yapan şey ne?
En derinde bu sosyal kesimlerle Fetocular arasındaki ortak zihinsel zemin neresi?
Bu soruların cevaplarını da kavradık artık.
***
Nasıl mı?
Dönün bakın!
Fetocuların darbe girişiminden hemen önce ve sırasında kendi medya kanalları ve sosyal medyada yaptıkları konuşmalara, verdikleri mesajlara bakın, anlayacaksınız.
Bu halk aptalmış, korkakmış, sinikmiş, sadece atıp tutarmış...
Asıl şimdi mesela bir "albay" olmak varmış...