"Harp dediğin, halk şenliklerine benzemeli. Boğa güreşlerindeki gibi çalgılı, biletli olmalı. İki memleketin siyasetçileri ve generalleri üzerlerinde banyo donları, ellerinde sopalarıyla sahaya çıkıp birbirlerine saldırmalılar. Sağ kalan galip sayılmalı. Bu, hem daha basit, hem de daha iyi. Burada onların yerine biz dövüşüyoruz." Henüz Birinci Büyük Harp yıkımını yaşayan Almanya'da yayınlandığı yıl bütün dünyada meşhur olan Erich Maria Remarque'nin romanı "Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok"tan bu satırlar...
***
Şimdi nereden aklına geldi bu, demeyin...
Çocuktum.
Kitabın annemin kitaplığındaki kırmızı ciltli halini bugün gibi
hatırlıyorum.
Ara ara karıştırır, savaş sahnelerini ve perişan insanları bir film
gibi zihnimde canlandırmaya çalışırdım.
Şimdi yeniden "Garp Cephesi"ne odaklandığımız günlerdeyiz ya...
Aklıma geldi...