"Yosun ve iyot karışımı bir koku...
Küreklerin düzensiz şıpırtısı, bir an sonsuza kadar uzayacakmış gibi gelen sessizlik, sonra suyun uysal sesleri...
Sandalın erimeye yüz tutmuş ahşap küpeştesine tutunup derine doğru bakıyorum bir an...
Önce berraklık ve biraz daha aşağıda baş döndüren bulanıklık...
Bu koku dipte sayısı asla ölçülemeyecek kadar çok minik canlılar olduğunu söylüyor...
Öylece suyun dibine bakıyorum...
Baktıkça seni özlüyorum...
Ne kadar uzun bir zaman geçti; uzun ve uzak..."
***
Dün gece çekmecelerimi karıştırdım yine...
Alıntılarla dolu not defterlerimin arasından günlüğe benzer kâğıt parçaları...