Zenginlerin, seçkinlerin, ünlülerin hikayeleri bir tür "uyuşturucu" işlevi görüyor... Alın size bir örnek: Peynirli suflesinde İngiliz çedarı kullandığı için Michelin rehberi tarafından üç yıldızından biri geri alınan Ünlü Fransız şef Marc Veyrat'nın açtığı dava geçenlerde sonuçlandı. Avrupa'da herkesin gözü bu davadaydı. Geniş kenarlı Savoyard şapkası ve kibirli tavırlarıyla tanınan şef bu iddiayı yalanlamış, olay yüzünden intiharın eşiğine geldiğini söylemişti. Mahkeme Veyrat'nın itirazını kabul etmedi. Yargıç, "Michelin rehberini hazırlayanların da tıpkı sinema ve edebiyat alanlarında olduğu gibi eleştiri ve değerlendirme özgürlüğü var" dedi. Ortalık karıştı. Bütün bunlar medyada geniş yer bulurken sıradan insanlar Avrupa ülkelerinin marketlerinden içine tatlandırıcı ve bol miktarda su enjekte edilmiş tavuk butları, kimyasal olarak orijinale yakın tat verilmiş sahte parmesan peynirleri, yüzde yetmişi soya olan hazır köfteler satın almaktaydı...
*** Bakalım, Prens Harry ve eşi Meghan Markle'ın kraliyet haklarından çekilmeleri yeni bir kitlesel/medyatik uyuşturucu seviyesine ulaşacak mı?.. Biraz "ihtiyar" bir kıpırtı tabii. Bugünün YouTube nesli kraliyet konularıyla pek ilgilenmiyorlar... Ama magazin yazarlarımız şimdiden "İşte aşk, işte özgürlük!" yazılarına başladılar. Yeni bir "aşkın fendi tahtı yendi" hikâyesi... Sanırsınız, her şeye "sıfır"dan başlayacaklar! Ne yalan ama... Olaya böyle bakıyorum diye, bazıları bana "odun" muamelesi çekecek, ondan da eminim.
*** Genç adam " önümüzdeki ay nereye seyahat etsem acaba?"