Haşmet Babaoğlu Sabah Gazetesi

Güneşli bir öğle, dalgakıranda...

Üzerinden kaç yıl geçti ama hâlâ durup hatırladığımda içim hem ürperiyor, hem de ısınıyor.  Güneşli bir nisan öğlesiydi...  Turizme bulaşmamış bir...

28 Mart 2015 | 52 okunma

Üzerinden kaç yıl geçti ama hâlâ durup hatırladığımda içim hem ürperiyor, hem de ısınıyor. 
Güneşli bir nisan öğlesiydi... 
Turizme bulaşmamış bir balıkçı kasabasında mola vermiş, kahvesinde çay yudumlamış, kedilerini sevmiştik. 
Görünmez bir el beni tuttu; dalgakırana doğru götürüp üzeri çivili tahtaya dönmüş beton zemine yatırdı. 
Bir yandan da kulağıma fısıldıyordu: "Kıpırdama, kalbini aç ve hissettiğin ne varsa, hakkını ver!" 
Karnı acıkan arkadaşlarımın yola çıkma çağrısına kulaklarımı tıkadım. 
O anda hiçbir şeyi tüketmek istemiyordum. 
Tersine... 

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Haftanın notları: Korka korka nereye? 23 Kasım 2024 | 30 Okunma Ne oluyor, ne olacak? 21 Kasım 2024 | 440 Okunma Çığ 19 Kasım 2024 | 386 Okunma ABD’yi konuşmaktan mı korkuyorsunuz? 18 Kasım 2024 | 504 Okunma ‘Ben... şey... inanacağım’ 17 Kasım 2024 | 119 Okunma