Günü üniversite kahveleri, derneklerin çay ocaklarında geçirdiğim yıllarımı hatırladım...
Çok eski zaman, "tarih öncesi çağlar" gibi...
Sohbet konusu siyasetten çıktı mı, Anadolu'dan gelmiş arkadaşlarımızın memleket hasreti baskın çıkar, sohbet hemen şöyle bir hal alırdı: "Bizim orası çok başkadır. Kapılar kilitlenmez. Komşundan emin olmamak, muhtaçlara sırt dönmek gibi bir şeydir, ayıp sayılır."
Sonra herkes kendi yöresinin içeriye seslenme ve kapıya vurma adetlerini aktarırdı. Kaç kez vurduğuna göre gelenin cinsiyetini ve kimliğini anladıkları yüzlerce yıllık adetler...
Ne olur ne olmaz, bir "Tanrı misafiri"nin (veya belki Hızır'ın) yolu düşer diye eve gelen yolu aydınlatmak için kandiller koyan nineleri; sömestr tatilinde köye dönünce kapının arkasına gündüz vakti demir yaslayan abileri azarlayan dedeleri vardı hepsinin...
Biz şehirden ötesini bilmeyenler bu arkadaşlarımızın anlattıklarını hayret ve hayranlıkla dinlerdik. Fakat şimdi düşünüyorum da, şehirdeki evlerimizin kapıları da en fazla bir omuz vurarak açılacak haldeydi.
Ne güvenlik vardı, ne kameralar, ne alarmlar, ne de kimlik kontrolleri!
Ne öyle köyler, kasabalar kaldı, ne de şehirde omuz vurunca açılan kapılar!
Şimdi bize kalan nostalji.
Hayatımız nostalji oldu.
Şurada yazıp durduklarıma bakıyorum da, benim halim de o.
Bir şeye yarıyor mu bari?
Belki hoş sohbet oluyor ama günümüzü kurtarmadığı açık.
Konuya dönersek...
Geçmişte neden kapıların kilitlenmediğini derinlemesine anlamaya yanaşmıyoruz ki, bugünün "yamukluğu" kafamıza dank etsin!
Sormadığımız çok soru var...
Oysa bu halimiz gökten zembille inmedi ki!
Tamam!
Yeni binalar çirkin...
Yeni binalar kutu kutu...
Yeni binalar inanın ruhuna, şehrin tabiatına ve tarihi dokusuna bir tür saldırı...
Hepsi doğru.
Ama asıl sorun kutu kutu hayatlarımız değil mi?
O hayatlar bu binalardan önce inşa edildi.
"Paketlenip" hepimize dağıtılan endişelerden; hırs, haset ve rekabet duygularından hiç söz etmeyelim mi?
Zihnimizi prangalayıp vaktimizi esir alan kapitalist iş çarkı dokunulmaz mı kalacak?
Hem biliyoruz...
Hırsızı hırlısı her türlü güvenlik önlemini aşacak yolu yine buluyor ama hasretini çektiğimiz "özel misafirler"in kapıya bırakacak kimlik kartları yok!