Pazar Sözlüğü'ne başlayalı yaklaşık yedi ay oldu. Bugün istiyorum ki, geçmişe dönüp bazı maddeleri hatırlayalım, bazılarını da gözden geçirelim, orasını burasını gerekiyorsa düzeltelim.
ANLATMAK. Yaşamak. Dikkatinizi çekmez mi, birilerine anlatana kadar olayların içinde öylesine yuvarlanıp gidiyormuş gibiyizdir. O yüzden bize başımızdan geçenleri anlatacak birileri gerekir. Böylece hepsi "yaşanmış" olur. Fakat dünya değişiyor; artık "anlatılan" hayatlar, "fotoğraflanan" anlara dönüşüyor.
ALIŞKANLIK. Obur öğütücü. Çevresinde ne varsa yutup öğütür, güzelliği bile.
AYNA. Oradaki sahiden ben miyim? Ursula K. Guin ne güzel ve nasıl ironik biçimde anlatıyor: "Kediler ve köpekler bizden daha akıllı. Aynaya bir kere, yavruyken bakıyorlar. Çok heyecanlanıp arkasındaki yavru hayvanı yakalamak için dört dönüyorlar... Derken dank ediyor. Hile bu. Sahte. Bir daha dönüp bakmıyorlar. Kedimin gözleri aynada benimkiyle buluşuyor ama asla kendi gözlerine bakmıyor."
DERİ. Derindir. Zamana yoldaş, bedene örtü, ruha kapıdır.