"Dar bir sokağa saparım, iğri büğrü yürürüm, etrafımda hoşa
gidecek, henüz hoşa gidecek bir şey yoktur. Fakat bir yol
dönemecinde önüme bir çeşme, bir konak eskisi, bir türbe, bir
medrese, bir su terazisi, bir ufacık mezarlık veya bir meydancık
çıkar.
Dururum, siz de olsanız
durursunuz, kulağınıza şarkı söyleyen
güzel bir ses gelmişçesine, şiir okunmağa başlanmışçasına
dururuz."
1946'da yazmış bu satırları Refik
Halit.
Neden durduğumuzu da ne güzel açıklıyor...
"Çünkü burada konuşmadan anlatma, gürültü
etmeden kaynaşma, dokunmadan sarılıp öpüşme,
geçmiş zamana doğru zevkli bir dönüş
vardır."...