"Unutmayla kuşatılmış hayatımız içinde varoluş bir mesele olarak karşımıza çıkmaz veya biz varoluşla karşılaşma meselesini tanımaksızın dünyayla olan bağlantımızı devam ettiririz. Hatırlama bize varoluş ufkunu açar."
İsmet Özel, yıllar önce Tahrir Vazifeleri'nde böyle yazmıştı...
Haklıydı.
***
Durmadan...
Önce durup sonra dönüp bakmadan...
Ve hatırlamadan...
Kendimizi, dünyadaki yerimizi, niyesi ve niçiniyle varoluşumuzu kavramak mümkün mü?
İsmet Özel, kesafeti dağıtmak olarak anlatıyor hatırlamayı...
Yaşamak harala gürelesinin ve unutuşların kesafetini dağıtmak...
"Kesafetten, letafete geçmek" yani...
"Kesafetin aldatıcı güvenini" bir yana...