PAZAR SÖZLÜĞÜ:
AĞYAR. Başkaları. Uzaktan tanıdıklar. Yabancılar. Onlar şu dünya
hayatındaki "cehennem"imiz mi, tartışılır. Fakat imrenmeyle
başlayan ve çok tehlikeli yollara çıkan "kıyas" belasının
kaynağıdır. Şimdi pek güncel ve yüzeysel bir şeyden, hani sosyal
medya (facebook, instagram, vd) dertlerinden falan söz ediyorum
sanacaksınız. Hayır! İnsanın en eski ve en derin dertlerindendir.
Bakınız, 16. Yüzyıl'ın hikmet arayıcısı ve tabip şairi Nidai bile
nasıl dertleniyordu: "Dil bunca acz ile nice etsin sena/ Ağyara
oldu olmadı hiç aşina sana."
AZALMAK. Çok şey öğrenip ne kadar az düşünürüz. Ne çok şey düşünüp
ne kadar az severiz. Sevdiklerimiz sevileceklerin sayısından ne
kadar azdır. Böyle böyle azalır, daralır, sıkılır, sıkışır,
küçülürüz.
BİREY. Bencilliğini "özgürlük"; yalnız bırakılmışlığını
"bağımsızlık" olarak adlandırmış. Haklarını her şeyden üstün
tutuyor ki, haksızlık yapabilsin! Basbayağı alçağın teki ama bunu
bilmiyor. Her karşılaşmamızda, "birey olma, biraz insan ol" diyorum
ona.
ÇEKİRDEK AİLE. Yok öyle bir şey! Modern bir yalan. Anne, baba ve
çocuk aile olmaya yetmez. Bu olsa olsa meyve (yani büyükanne ve
büyükbabaların sürekli varlığı) kuruyup gittikten sonra geriye
kalan çekirdektir.