Uyuyorduk...
Dikkat etmemiştik...
Medyamız gereken ilgiyi göstermemişti...
Merih Demiral belki tam da
bilmeden dürttü hepimizi ki, var bir hikmeti...
Sonra UEFA'nın alçaklığı geldi...
Uykudan uyandık mı?
Uyanmalıyız.
***
Olay...
Bozkurt işaretinin köklerini konuşmaktan ibaret
kalmamalı...
Sürekli nabza göre şerbet veren tarihçilerin kapısında
dolanmayı da bırakalım...
İhmal ettiğimiz gerçekle yüzleşelim...
Baştan aşağı bir siyaset
mühendisliğiyle karşı
karşıyayız.
Açık biçimde Ankara'yı hedef alan bir siyasi plandan söz
ediyorum.
***
2020'deydi..
Fransa ve Almanya, Ülkücü
derneklerin kapatılması için girişimler başlattı.
Alman Yeşilleri bunu acil proje haline getirdi.
Cem Özdemir, (kelimelere dikkat edin)
"Ülkücüler,
Erdoğan'ın Avrupa'ya uzanan
koludur" demişti.
Fransa, Cumhurbaşkanı kararnamesiyle Türklerin kurduğu bu tür
dernekleri kapattı.
Odaklanamadık...
Bir sonraki yıl ABD Temsilciler Meclisi'nde Dina
Titus'un "Bozkurtlara ilişkin terör
soruşturması" önergesine yeşil ışık
yakıldı.
Pandemi vardı; onunla uğraşıyorduk; bunlara
takılamadık.
Lakin Batı işin peşini bırakmamıştı.
Geçtiğimiz hafta Almanya'nın da kışkırtmasıyla...
UEFA (AB'nin futbol
sömürgeciliği karargahı)
alçaklığına
kadar geldik
işte!
Şu önemli...
Sanki yine hafife
alacakmışız gibi
bir his var içimde.
Sakın!