Hayat elbette normale dönecek, çark her zamanki gibi
dönecek...
Bu milletçe bizim en güçlü hasletlerimizden biri zaten.
Elbette TSK'yı bir bütün olarak rencide edecek davranışlardan
kaçınılacak; ülkenin dört bir yanının düşmanca tutumlarla sarıldığı
unutulmayacak...
Fakat çok sayıda yüksek rütbelinin tutuklanmasına mecbur
kalınmışsa, fena halde ciddi bir durumla karşı karşıya olduğumuz
inkâr edilemez.
Bunu da bileceğiz.
Milletin üzerine tankla, uçakla, helikopterle ateş açılmışsa...
Düşünebiliyor musunuz? Çengelköy gibi küçücük bir Boğaz
mahallesinde dahi saatler boyu halka ve karakola saldırılmış ve
şehitler verilmişse...
Ankara'da meclis havadan bombalanmış, Genelkurmay, MİT ve Emniyet
binalarına saldırılmışsa...
Helikopterler Cumhurbaşkanı'nın kaldığı oteli vurmuşsa...
Ülkenin birçok yerinde kışla kapıları önüne kamyonlar çekilerek
kapatılmak zorunda kalınmışsa...
Bunları da unutacak; hiç olmamış gibi yapacak halimiz yok!
İster istemez millet bütün bunların yine olabileceğinden şüphelenir
ve haklıdır.
Demek istediğim o ki...
Hassas günler sürüyor.
Rehavete yer yok.
***
Unutacağımızın sanıldığı ama unutmayacağımız başka şeyler de
var...
Fetocu çeteleşmenin nasıl derin bir yapılaşma olduğunu anlatmaya
kalktığımızda susturmaya kalkışanlar vardı.
Hatta uzlaşanlar vardı.
Fetocuların her yenilgilerinden sonra nasıl yeni ağlar (network/
şebeke) oluşturduklarını; nasıl muhafazakâr medyayı bile alet edip
neredeyse her üç ayda bir yeni bir kampanya başlattıklarını
unutmamızı ve bu konuları bir daha hiç açmayacağımızı düşünenler
varsa, aldanıyorlar.