Pazar sözlüğü:
ANLAŞMAK. Aramıza "iletişim" girdiği için anlaşamıyoruz. Bir de
uzmanların dahi diline pelesenk olan şu "iletişim kopukluğu" lafı
var. Anlaşmamızı bu önlüyormuş. Çok bilmiş biçimde teşhis
koyuluyor: "Aranızda iletişim kopukluğu var!" Onca öfke, kırgınlık,
laf geçirmeler iletişimden sayılmıyormuş; mimikler, jestler bir
"dil" değilmiş gibi... Oysa bu basbayağı kopmuşluk!
ARABA. Bağımlılık yapar. Dışarı çıkması, ayrılması, uzak kalması
zordur. Ortamdaki ısıyı, kokuyu, sesi ayarlar; böylece karmaşık bir
dünyada her şey kontrolümüzdeymiş gibi davranırız. Hele direksiyon
bizdeyse, ölümümüz bile elimizin altındaymış gibidir. O hareket
eder, biz ise kendimizin hareket ettiğimizi sanır ve bundan çok
hoşlanırız. Aslında onun bizi kontrol ettiğini, yavaş yavaş bizi
ele geçirdiğini fark ettiğimizde geç olur. Bazı sosyal bilimciler
arabalarımızı "balon gibi şişkin fakat içi boş benliklerimiz"
olarak tarif ediyorlar. Öyle mi gerçekten, bilemiyorum. Ama
arabaların artık ev gibi bir "iç mekan" işlevi gördüğünden
eminim.
DOSTLUK. Koşuşturma, mecburiyetler ve gevşek dokulu sosyal
ilişkiler çağında dostluktan çok dostluğa özlem var. "Dostluğumuz
bitti" denen durumlara gelince, dikkatle bakın; göreceksiniz ki,
"yol" bitmiştir ve sona eren "yoldaşlık"tır.
GECE. Kim demiş karanlık diye! Geceyi karanıkla özdeşleştirenlere
şaşarım. Işıl ışıldır.Zihni aydınlatır.
HAKLI ÇIKMAK. Küçümsenmesinde mutlaka fayda olan bir haz.