"Deniz görünmüyor, dedim.
İşte o anda durdun, sessizce bekledin...
Başlarımızın üzerinden bir öbek martı uçtu.
İşaret parmağını havaya kaldırdın...
Görünmüyor ama dinle, dedin.
Başımı kaldırdım, çok uzaktan gelen testere sesi sustuğu zaman
kayalara vurup patlayan dalgaların hafif ama hemen ayırt edilebilen
sesini işittim.
Haklıydın.
Böylece bir adanın orta yerindeki harabe bizim sığınağımız
oldu."
*** Susanna
Tamaro'nun "Büyük Bir Aşk Hikâyesi" adlı romanındaki bu
paragrafın kenarına kırmızı kalemle iki çizgi çekmişim.
Her okuyuşumda garip biçimde etkileniyor ve roman kahramanının
"Dinle!" çağrısına ben de uyuyorum.
Martılar geçiyor...