"Beni daha tanımıyorlar" diyor genç adam; "hepsini öyle bir
şoklayacağım ki, akılları duracak."
Neye kulak misafiri olduğumu kestirmeye çalışıyorum.
Dizginlemeyi hiç düşünmediği, hatta neredeyse gurur duyduğu bir
hırsla konuşuyor: "İntikam soğuk yenen yemektir, sonra
göreceksiniz."
Onu dikkatle dinleyen iki arkadaşına göz atıyorum; bu sözlere hiç
şaşırmamış görünüyorlar.
Genç adam bu arada "oğlum sen küçük meselelerle uğraşıyorsun, böyle
bir halt olmazsın" türünden laflarla arkadaşlarını sarsmayı da
ihmal etmiyor.
Neden sonra anlıyorum; meğer işten, işyerlerinden, çalışma
hayatlarından söz ediyorlarmış.
Nitekim öğle tatili sona erince yerlerinden kalkıp biraz ileride
yükselen görkemli plazaya doğru yürüyorlar.
Arkalarından bakıyorum. Az sonra toplu bir kavgaya karışacakmış
gibiler.