Pazar notları: Güvenilir (emin) bir hayatla ilişkimizi kesmişsek bir kere, geçmiş olsun! Güvenlik arayışı güvenilir hayat arayışına çare olamaz. İkisi arasında bir bağ yok maalesef! *** Hangi filmdi o? İstihbaratçının eşi dünyaya bir bebek getirecek. Kocasının arkadaşları hediye olarak bebek odasına güvenlik kamerası getiriyorlar. Toplam 6 kamerayla takip edilecek bir bebek... Kendi hayatlarımız da yavaş yavaş buna benzemeye başladı. Hiçbir şeyden ve birbirimizden emin değiliz ve çareyi "emniyet"te aramak ne acıklı! *** Yıllarca söyleyip durdum: Durup bakalım diye.. Yok! Sadece göğe değil, her şeye. Hatta en çok kendimize bakalım... Fakat yerleşik bir anlayış "bakma"yı küçümsüyor. Ne var bunda, bakıp duruyoruz zaten havasındalar. O laf hele! "Bakmak var, görmek var!" Doğru ama ya hiç bakmıyorsan? Durup bakmıyorsan, nasıl göreceksin? Koşuşturup duruyorsun ve o arada gözüne ilişenleri gerçekten gördüğünü sanıyorsun. *** Farkındayım... Gitgide artan hiperaktifliğin dikkatsizliğine karşı gelişen yeni bir dikkat türü var: Hiperdikkat! Obsesif-kompülsif kayıt tutma hali. Buna instagram, twitter ve benzeri sosyal medyalar da katkıda bulunuyor. "Şunu yaptım, bunu yaptım, şuraya gittim, buraya gittim, şöyle düşündüm, bunu düşündüm, vd..." İyi de, bu sürekli kayda geçirme hali bir taraftan da yaşadıklarımızın en saf, en kendilik içindeki halini elimizden kaçırmamıza neden oluyor.