Günümüzün CHP'si karanlık bir parti.
Yani karanlıkta kalan, karanlıkta tutulan ve o sayede sürekli "dizayn" edilen bir parti.
Çünkü unuttuklarımız/unutturulanlar var.
Mesela Baykal'ın kaset kumpasıyla gidişini bilmeyen yok.
Ama bu "gidiş"ten hemen öncesini bilen, hatırlayan kalmadı.
Mesela 15 Nisan 2010'da Emniyet Genel Müdürlüğü'nün Baykal'a suikast yapılacağı ihbarını alması ve bu ihbarın partiye uzun süre aktarılmaması sıradan mıydı? Hiç sanmıyorum.
Dahası var...
Dönemin CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş'e göre savcılık ihbarı nihayet 6 Mayıs günü kabul edip işlem yapmaya başladı.
O günün gece yarısı malum kaset internete servis edildi.
Ateş'in konuyu görüşmek için Hüseyin Çapkın'la ertesi güne randevusu vardı ama artık bir anlamı kalmamıştı.