Haydi çocuklar... Bir anlığına da olsa...
Yalandan "evrensellik" fiyakanızı ve ona iliştirilmiş "barış"
çağrınızı, sadece sizinkilere çalışan "insan hakları"nızı ve
ucundan kıyısından yakalayınca tırnaklarınızı geçirdiğiniz
"kaliteli yaşam" illüzyonlarınızı bir kenara bırakın...
Sizden olmayanın acılarına karşı duvar gibi yükselttiğiniz
kayıtsızlığınızı örtmek üzere etrafa "sizin vicdanınız yok
mu?" diye çemkirmelerinizi sona erdirin...
Betonun arasından fışkıran yeşil filizlerin fotoğrafını çekip
instagrama koyunca "pek muhalif ve pek sevecen ve hatta çevreci
biri" görünüp iki üç alkış alma sersemliğini falan da terk edin
n'olur...
Bir kerecik dürüst olun!
Kendinizle yüzleşin!
Böylece...
Aslında betona falan karşı olmadığınızı, eğer üstünüze tapuluysa
betona ıslak çorap gibi yapıştığınızı...
İstediğinizin demokrasi değil, seküler bir hayat
olduğunu...
İşler böyle gider de Batı'yı kızdırırsak keyfimiz kaçarsa diye
ölesiye korktuğunuzu itiraf edin de...
Ergen mızıkçılığınız, sömürge talebeliğiniz bitsin...
Şu gölge boksu sona ersin...
Gelecekse, kavganın da hakikisi, samimisi gelsin!
Haydi bunu yapın da, ciğerimizi yiyin!