O ne tatlılık!
Nasıl hakiki bir güven ve sabır!
Ve onca çocukluğuna karşın nasıl olgun bir sevinç!
Anladınız değil mi?
Kuyu'dan söz ediyorum.
Yetmiş metrelik bir sondaj kuyusunun dibinde on gün kendisine
uzatılacak eli bekleyen kangal cinsi yavru köpekten...
Çok belli oluyor;
Kuyu mizaç olarak iyi bir köpek!
Üzerine çullanıp "kurtarıcı" pozunda fotoğraf çektirmek
isteyenlerin neden olduğu izdiham ve orasını burasını çekiştirip
durmaları karşısındaki tavrı ibretlikti.
Dili olsa, "bir sakin olun ya!" diyecekti, kesin!
***
İşin gerçeği şu...
Kuyu'yu kurtardık ama maalesef kendimizi kurtaramadık!
Düşünebiliyor musunuz..
İtfaiye, AFAD ve TTK ekipleri günlerce çalıştılar orada ve "deneme
yanılma yöntemiyle bir alet yapıp" kurtarma operasyonunda
kullandılar.
Ama gel de bunu Sözcü'ye, DHA'ya, TRT1'de Erhan Çelik'e ve sosyal
medyadaki "beyaz"lara anlat!
Onlar köpeciği bir kolejin (hangi reklam aklı, hangi örtülü politik
strateji ayrıca tartışılmalı!) "bilim âşığı" gençlerinin ürettiği
"robotik kol"un kurtardığında ısrarlı.
Çocukların öğretmeni "bizim aletimiz arıza yaptı, döndük" diyor,
bunlar onu bile dinlemiyor.
***
Hele bir de hayvanlara yardım örgütlerinin kapışmaları vardı ki,
feci! Sen gitmedin, ben gittim; sen hiçbir şey yapmadın, ben yaptım
kavgası, malum.
Kuyu bunları bilebilse, ne çok üzülürdü!