Sonda söyleneceği başta söyleyeyim...
Tv'lerde İspanya'nın özerk bölgesi Katalonya'dan görüntüler izliyorsunuz ya...
Barselona, Girona ve Terragona'da sert polis müdahalesi görüntüleri...
Fakat olup biteni anlamak için sadece İspanya'ya bakarsanız, yanılırsınız.
Katalonya bağımsızlık referandumunun örtülü hedefi Fransa'dır.
Evet! Doğru okudunuz!
Çünkü asimilasyon baskısı çeken Katalonya toprakları orada.
Fransa'da en az yarım milyon civarında Katalan yaşadığı hesaplanıyor.
Daha açıkçası...
Yeni dünya düzeni kavgasında Pentagon ile küreselciler arasında bir türlü karar veremeyen Macron'a (son BM zirvesinde herkes boşuna mı onun peşindeydi?) bir de bu yolla aba altından sopa gösteriliyor.
Ne manidardır ki, Avrupa medyası bu gerçeği hep görmezden geldi, hatta üzerini örttü. Sadece medya da değil, AB kurumları da olayı İspanya'nın içişleri olarak yansıtıp bütün yükü Madrid'in kaldırmasını bekledi.
Ancak dün ilginç bir gelişme daha yaşandı.
Fransa'daki Bretonların siyasal temsilcileri başkentleri saydıkları Nantes'da bir yürüyüş düzenleyip Katalonya'ya selam gönderdiler. "Nantes'ı istiyoruz" sloganları atıldı. Oysa "Kırmızı Şapka" (Birleşik Breton Hareketi) bir süredir sessizdi.
Görünen o ki...
Bu haftayı sadece Madrid değil, sadece AB yönetimi değil; Macron da uykusuz geçirecek! *** O halde...
Birdenbire hızlandırılıp Madrid'i hazırlıksız yakalayan Katalonya sürecini de bir yana bırakıp "oralarda esas olarak ne oluyor?" diye soralım.
Bir süredir yazıp çiziyoruz.
21. yüzyılın ikinci yarısını dizayn etmek için küreselci merkez (İngiltere-Çin) ile Pentagon (derin Amerika) arasında çok ciddi bir kapışma var.
Avrupa'nın göbeğinde art arda gelen terör saldırıları; muazzam tarihsel bir hamle olarak Brexit, bizde 15 Temmuz darbe girişimi; İpek Yolu çerçevesinde Katar krizi ve en son IKBY'nin bağımsızlık referandumu bu kavganın aşamaları...
Dolayısıyla "AB kalacak mı? Kalacaksa, nasıl kalacak?" sorusuna da cevap aranıyor.
Malum, Almanya ve İtalya şimdilik Pentagon'un yanında duruyor.
Peki Macron nerede duruyor?
Şu sıra Avrupa için en kritik soru bu.