15 Temmuz'un üzerinden bir ay bile geçmeden...
Medya yoluyla...
Bir grup oluşturdular.
Emekli generaller, eski başbakanın ve birtakım siyasilerin
danışmanları, bazı medyacılar, güvenlik ve strateji uzmanları,
vd.
Bilinçli ve anlaşarak mı bu grubu oluşturdular, yoksa hayatta
edindikleri pozisyon ve çıkar bağlantıları mı onları böyle bir
ortaklık içinde gösteriyor?
Bunu bilmek zor. En azından, şimdilik.
Ama bu grubun ne yaptığını görmek ve bir mim koymak zorundayız.
Olay şu...
Röportaj vererek, köşe yazarak, tv'ye çıkarak falan FETÖ'nün
arkasında bir "itici kuvvet" ve "akıl" olmadığına kamuoyunu
inandırmaya çalışıyorlar.
Kimisi "Bu öyle bir teşkilat ki, CIA'ye taş çıkartır" diyor.
Tabii tv'lerde FETÖ'nün örgütlenme şemasını köpürte köpürte anlatan
"itirafçılar" da iyi niyetlerine rağmen bu teze destek
oluyorlar.
Kimisi, muazzam bir pişkinlikle "Gülen'in bir dış desteğe ihtiyacı
yok ki" diye yazıyor.
Kimisi işi öyle yerlere çekiyor ki, Fetullah'ın kurduğu yapı
içinden çıkılmaz bir labirente dönüşüyor.
Yeter ki, ABD demeyelim, yeter ki AB'den, NATO'dan, küresel
fırıldaklardan söz etmeyelim!
Sonuç?
Dikkat dağıtılıyor.
Zihinler bulandırılıyor, apaçık olan görülemez hale geliyor.
Umarım, yaratılmak istenen bu havaya kapılıp Türkiye'nin "küresel
merkez" tarafından nasıl bir "kuşatma" altına alındığını gözden
kaçırmayız.